DAR ZAMANDA PRATİK, GENİŞ ZAMANDA GÖSTERİŞLİ YEMEKLER...
Yemek yapmak ve Yemek yemek keyiflidir ancaaak; Düzenli ve güzel sofralarda bu yemekleri tatmak ise ayrı bir keyiftir.
E hadi o zaman keyifli sofralar hazırlayalım :)(:
Siz; Bir eş, bir anne, bir kardeş, bir evlat ya da bir baba, bir oğul olabilirsiniz. Önemli olan sevdiklerinize gönlünüzden geçen lezzetli sürprizler yapabilmeniz ve onların yüzündeki minicik bir gülümsemeyle kendinizi mutlu edebilmenizdir... Yemek yapmayı sevmemek bile sevdiklerimizin damak tadına hitap etmemizi engelleyemez çünkü; işin özünde mutluluk vardır...
Devamı...Siz bayanlar/baylar, mutfakta bir şeyler hazırlarken malzeme eksikliği yaşadığınızda “offf şimdi kim gidecek markete yaa” demek yerine, kilerinizde stokladığımız ürünleri kullanmanın rahatlığını yaşamaya bayılanlardansanız bu bölüm tam da size göre :)(: Burada görecekleriniz annenizin, annanezin ve hatta kaynananızın bile imreneceği stoklama yöntemlerini öğretecek cinsten :)(:
Devamı...Kökeni Sanskritçe’den gelen çorba kelimesi ‘iyi beslenme’ anlamı taşır. Yaklaşık 10 bin yıl öncesinde çorba hazırlandığını ve içildiğini gösteren kayıtlar bulunmaktadır. Çin de 2400 yıllık çorba arkeologlar tarafından Şian antik kentinde bulundu.
İnsanlığın çorbayla tanışması, MS 3. yüzyıla rastlamaktadır. O devrin azizlerinden olan St. Patroklus, arpa ekmeğini suya batırıp üstüne tuz serperek yermiş. Bu daha sonraları, karanlık çağlardan itibaren Avrupa'nın beslenme sistemine girecek çorbanın ilk hali olarak karşımıza çıkmıştır. Avrupa'da alta ekmek koyup, üstüne su veya et suyu dökerek yapılan çorba çeşidi bugün Fransızlar 'ın ünlü soğan çorbası olarak hala yerini korumaktadır.
Çorbanın bugün bildiğimiz halini almasını ise, Pierre François la Varenne'le başlar. 1651 yılında yazdığı Le cuisinier français adlı kitapta bu konuda devrim yaratan Varenne'den önce, suyun ve etsuyun içinde yüzen ekmek dilimleri önemliyken, Varenne suyun kendisini öne çıkarmıştır. Hatta Reay Tannahill, Tarihte Yemek adlı kitabında, orta çağda çorbanın içinde sunulan ekmek adedinin ev sahibinin bonkörlüğü veya cimriliği konusunda belirleyici bir özellik olduğunu anlatır.
Hazır çorbanın ilk örnekleri ise 17. ve 18. yüzyıllarda özellikle yolcular tarafindan kullanılan cep çorbası şeklinde görülür. Et artıklarından konsantre olarak sert yapıştırıcı kıvamında yapılan cep çorbası, senelerce dayanırmış. Parça parça koparılarak kullanılan bu çorba, sıcak suyun içinde eritilirmiş.
Orta Asya Türklerinde çorba kavramı ise; İslamiyet öncesine dayanmaktadır. Tahıl ürünlerinden umaç (oğmaç, omaç) adı verilen bir tür çorba yaparlardı. Bu çorbanın ana maddesi, genellikle yuvarlak kesilen erişte idi. Ancak bazen bunun içine et konulduğu da olurdu. Günümüze kadar gelmiş olan en önemli çorbalardan biri de TARHANAdır. Önemli bir besin olarak tüketilen tarhana birkaç şekilde hazırlanırdı. Kışın hazırlanan ve Kurut denen bir çeşidinin içine bir tür peynir, tuz, un ve kurutulmuş et konulurdu.